Son eklenenler
latest

728x90

header-ad

468x60

header-ad
corona etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
corona etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Koronavirüs aşısı fareler üzerinde başarılı oldu, insanlar için onay bekleniyor


Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ergin Koçyıldırım corona virüs aşısında yeni bir gelişmeyi duyurdu. Koçyıldırım, geliştirilen aşının küçük hayvanlar üzerinde başırılı olduğunu insanlar izin FDA'dan onay beklendiğini aktardı.
Çin'de başlayan corona virüs salgını dünya geneline yayılmış durumda. Bilim insanları koronavirüsü yenecek aşıyı geliştirmek için dünyanın dört bir yanında çalışmalar yürütüyor. Aşı çalışmalarına ilişkin bir güzel haber de ABD'den geldi.

Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Öğretim Üyesi olarak görev yapan Dr. Ergin Koçyıldırım, üniversitenin yeni bir aşı geliştirdiğini duyurdu. Dr. Koçyıldırım aşının küçük hayvanlar üzerinde başarı gösterdiğini söyledi.

Sosyal medya platformu Twitter üzerinden açıklama yapan Koçyıldırım, "Üniversitemizin aşı bilim ekibi bugün Lancet dergisinde ilk sonuçlarını paylaştı. Küçük hayvan deneylerinde laboratuvarda geliştirdikleri protein enjekte edildiğinde, SARS-CoV-2 virüsüne karşı antikor salgılanmasını başardılar. Faz 1 insan testleri için FDA'den onay bekleniyor" dedi.

EbioMedicine dergisinde yayımlanan araştırma makalesine göre aşı "Salgının hızını ciddi bir şekilde düşürme" potansiyeline sahip.

Araştırmayı yürüten doçent doktor Andrea Gambotto, “Çünkü SARS ve MERS gibi hastalıklarla ilgili benzer çalışmaları yapmıştık. Bu iki virüs, SARS-CoV-2 isimli virüs ile çok yakından ilgili ve bunlar bize spike protein denilen belirli proteinlerin nasıl davrandığını gösterdi. Bunların bağışıklık sistemine nasıl etki ettiğini gördük” dedi.

Gambotto, “Yeni virüsün tam olarak nerede savaşacağını biliyorduk” ifadesini kullandı. Aşının geleneksel grip aşısı gibi geliştirildiğini açıklayan doktorlar, laboratuvarda yapılan bulaşıcı proteinin bağışıklık sağlamak için kullanılacağını dile getirdi.

Bilim insanları fareleri henüz tam incelemediklerini dile getirirken, aşının ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nden onay için başvuru sürecinin başladığını açıkladı.

Eğer gerekli onaylar alınırsa, insanlar üzerinde klinik denemeler birkaç ay içerisinde başlayabilecek. Uzmanlar tek bir aşı yerine üzerinde 400 mikro iğne olan ufak bir aşının kullanılacağını duyurdu. Böylelikle spike proteinlerin daha iyi etki etmesi bekleniyor.

Kaynak
https://www.ntv.com.tr/saglik/turk-doktor-acikladi-corona-virus-asisi-fareler-uzerinde-basarili-oldu-insanlar-icin-onay-bekleniyor,mfwTe8kjSkejEqxWfbjm4g

İlgili Makale
https://www.thelancet.com/pdfs/journals/ebiom/PIIS2352-3964(20)30118-3.pdf

Shionogi 2021’de yıllık 30 milyon COVID-19 aşısı üretmeyi hedefliyor


Japon eczacılık şirketi Shionogi, 2021 yılından itibaren yıllık 30 milyon COVID-19 aşısı üretmeyi hedefliyor.

Japon eczacılık şirketi Shionogi üretim kapasitesini artırarak, 2021 yılından itibaren yıllık 30 milyon doz COVID-19 aşısı üretmeyi planladığını duyurdu. Shionogi’ye yakın kaynaklardan yapılan açıklamaya göre, şirket temmuz ayında aşı üretmeyi, kasım ayında testlere başlamayı ve ocak ayında sınırlı sayıda aşıyı piyasaya sürmeyi planlıyor. Üretilen aşının başarılı olması durumunda ise 2021 yılının sonbaharında aşı halka dağıtılacak.

Japonya Sağlık, Çalışma ve Sosyal Yardımlaşma Bakanı Katsunobu Kato, ülkesinin 2021 yılının başında COVID-19 aşılamalarına başlayacağını umduğunu söylemişti.

Daha önce Japonya, Kanada, Avrupa Birliği ve kimi Avrupa ülkelerinin COVID-19 aşısı çalışmaları için 20 milyar dolarlık bir fon ayırmayı gözden geçirdiği duyurulmuştu.

ABD'li ilaç devi aşı için tarih verdi, kritik süreç başlıyor dedi


Dünya çapında 13 milyondan fazla insanda tespit edilen corona virüsüyle mücadele kapsamında birçok ülkede aşı ve ilaç çalışmaları devam ederken ABD'de testleri devam ettiren Moderna'dan müjdeli haber geldi.
Kiralık & Satılık Kadrolar, Kiralık Yandal Kadrolar ve satılık ruhsatlar için lütfen tıklayınız
Dünya çapında 13 milyondan fazla insanda tespit edilen corona virüsüyle mücadele kapsamında birçok ülkede aşı ve ilaç çalışmaları devam ederken ABD'de testleri devam ettiren Moderna'dan müjdeli haber geldi. Moderna, Covid-19 aşısının insanlar üzerinde denenen birinci fazının başarılı geçtiğini duyurdu ve takvimi açıkladı.

ABD'de 45 gönüllü üzerinde denenen mRNA-1273 isimli aşıyı geliştiren Moderna isimli şirket müjdeli bir haber verdi. Şirket, gönüllüler üzerinde yapılan birinci faz testlerin olumlu sonuç verdiğini ve hem güvenlik açısından bir sorun çıkmadığını açıklayarak, aşının bağışıklık sistemine destek sağladığını duyurdu.

Ribo nükleik asit (RNA) kullanılarak yapılan aşıdaki kimyasallar protein üretimini artırıyor. Aşı olan insanlarda bu kimyasal hücrelerin corona virüsünün yüzeyine benzer bir form oluşturmak için protein üretmeye yardımcı olduğu açıklanırken bu sayede vücudun bu virüsü bir saldırgan olarak görerek bağışıklık sistemini güçlendirdiği belirtildi.

EN KRİTİK SÜREÇ BAŞLIYOR

Haziran ayında Moderna, 100 mikrogramlık dozun etkili olacağını açıklarken, "Moderna olarak yılda 500 milyon doz üretip dağıtmaya hazırız. Bu sayısı 1 milyar doza da çıkabilir" açıklamasını yaptı.

Fakat mRNA-1273 isimli aşının en önemli sürecinin bu ay içerisinde başlayacağı açıklandı. Yapılan açıklamada 27 Temmuz'da 30 bin insan üzerinde aşının son fazı gerçekleşecek. Bu test aşamasında kullanılan dozajın corona virüsüne karşı yeterli olup olmayacağı incelenecek.

COVID-19 salgını ve uykusuzluk


COVID-19 salgınının uyku düzenimize de zarar verdiği ortaya çıkmaya başladı. Uykusuz geceler hem fiziksel hem de zihinsel sağlık problemlerine neden olup bu problemleri ağırlaştırabilir, ancak zaten bozulmuş düzenimiz içinde yapacağımız birkaç basit ayar ile uyku sorunlarımız çok fazla büyümeden çözebiliriz.

Harvard T.H. Chan School of Health’in  Çarşamba günleri düzenledikleri bir dizi haftalık oturumunun dördüncü çevrimiçi forumunda “Koronavirüs, sosyal mesafe ve akut uykusuzluk: Kronik uyku problemlerinden nasıl kaçınılır?” başlığı altında salgının duygusal ve psikolojik etkileri ele alındı.

Mevcut durumu “mükemmel bir uyku problemleri fırtınası” olarak nitelendiren forumun konuşmacısı Donn Posner, Salgınla bozulmuş günlük rutinlerin oluşturduğu stres uykusuzluk problemini kötüleştirdiğine dikkat çekti.

“Uyku problemlerini bir çeşit enfeksiyon olarak düşünün,” diyor Sleepwell Associates‘in başkanı ve Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesinde yardımcı klinik doçent olan Posner. “Uyku problemleri üzerinde fazla durmak istemiyoruz. Halbuki  bu problemlerin yaygınlaşmaması için bunu önemli bir risk faktörü olarak düşünmeliyiz.”

Amerikan Uyku Tıbbı Akademisi üyesi ve Davranışsal Uyku Tıbbı Derneği’nin kurucu üyesi Posner, normal zamanlarda bile nüfusun yaklaşık %30 ila %35’inin akut veya kısa süreli uykusuzluk yaşadığını söyledi.

Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabının (DSM) beşinci baskısında uyuma zorluğu, uykuda kalma veya çok erken uyanma olarak tanımlanan bu dinlenme eksikliği stres veya yaşam kalitesini değiştiren herhangi bir olay ile tetiklenir. Tehlikeye karşı “savaş ya da kaç” tepkisinin bir tezahürü  olan bu durum; çok yoğun programların neden olduğu uykusuzluktan çok farklıdır.

Pennsylvania Üniversitesi’ndeki Uykusuzluğu İzleme ve Değerlendirme Ulusal Girişimi (NITES) tarafından yapılan bir çalışmadan bahseden Posner, vakaların %72’sinden fazlasında kısa süreli uykusuzluğun zaman içinde sorun olmaktan çıktığını belirtirken iyileşmenin her zaman tam veya nihai olmadığına değindi. DSM tarafından en az üç ay boyunca haftada en az üç gece uyku sorunları yaşadığını belirten %6,8’lik bir kesimin tam gelişmiş kronik uykusuzluk belirlendiği rapor edildi.

Salgınla birlikte girdiğimiz yeni düzen, alarm saatlerini sıfırlamamıza veya kapatmamıza ve genellikle dışarda daha az vakit geçirmemize ve egzersiz yapmamıza neden olduğundan, uyku sorunlarını daha da kötüleştiriyor. Posner, “Kendimizi salgından korumak için aldığımız önlemler sadece uyku ile ilgili sorunları hızlandırmakla kalmaz, aynı zamanda uyku ile ilgili kronik sorunlara da yol açabilir” diyor.

Kronik uykusuzluğun etkileri; diyabet, kalp-damar hastalıkları ve hipertansiyon dahil olmak üzere ciddi sağlık sorunları ile ilişkilidir. Bununla birlikte kronik uykusuzluk bilişsel problemler ile beraber gelen odaklanamama kaynaklı genel sinirliliğe de neden olur.

Kronik uykusuzluk obezite ile de ilişkili olup, kilo vermeyi daha zor hale getirir. Son çalışmalar ayrıca Alzheimer gibi nörolojik hastalıkların riskinin uykusuzlukla arttığını gösteriyor.

Uyku eksikliği ruh sağlığı sorunlarını da karmaşık hale getirir. İki ila dört hafta süren uykusuzluk depresyon riskini arttırırken, uyku eksikliği depresyon tedavisini de daha kötü yönde etkiler. Posner “Bu yüzden uykusuzluk depresyondan kurtulmayı da zorlaştırıyor” dedi.

Daha başlangıç aşamasında uykusuzluğu önlemek için Posner basit davranış değişiklikleri önerdi. Örneğin, uykusuz bir geceden sonra mantıksız gibi görünse de, gün içinde uyuklamaktan kaçının veya en azından uyuklamayı kısa tutun. Yemek öncesi atıştırmalar nasıl yemeğe karşı iştahımızı azaltıyorsa 20 dakikadan uzun şekerlemelerde uyku iştahlarımızı bozuyor.

Aynı şekilde, Posner hafta sonları  ya da bir gece aktivitesinden sonra geç saatlerde uyumanın kaybolan uykuyu telafi edebileceği fikrini de katılmıyor. Kötü bir gece uykusunu telafi etmeye çalışmanın sadece kişinin günlük ritimlerini bozacağını belirtti.

Posner, günlük bir işe gidip gelme gereksinimimiz tarafından belirlenmiş olabilecek eski uyku ve uyanma sürelerimizi korumak zorunda olmadığımızı kaydetti. Günün ritmini eskisinden daha farklı bir saatte olsa bile uygulamamız gerektiğini belirtti.

Özellikle ergenlik çağındaki gençler; yetişkinler ve ergenlik öncesi bireylerden daha farklı bir gelişim sürecinde olduğu için normalden daha geç yatıp uyanmalarını ebeveynler garipsememeleridir.

Uyandıktan sonra, ister yürüyüşe çıkarak ister pencere kenarında oturarak güneş ışığı almaya çalışın.

Yemek ve egzersiz için düzenli bir programın takip edilmesinin yanı sıra kafein, nikotin ve elektronik cihazlar gibi uyarıcılardan yatmadan birkaç saat önce kaçınılması düzenli bir uyku için yardımcı olur.

Son olarak, eğer uyuyamıyorsanız, yataktan kalkın. Rahatlatıcı bir şey yapın – bir bulmaca çözün veya bir şeyler okuyun. Uyuyamama endişesi sorunu daha da kötüleştirir, bu yüzden dikkatinizi dağıtmaya çalışın ve yatağınızı sadece uyku için kullanın.

Posner, son önerisini şöyle ifade ediyor: “Uyuyamıyorsanız zorlamaya çalışmayın, iyi uyuyanlar, hiçbir şekilde uyumaya çaba göstermeyenlerdir”.

Clea Simon, The Harvard Gazette

 Insomnia in a pandemic-  news.harvard.edu