Son eklenenler
latest

728x90

header-ad

468x60

header-ad

Web Geliştirme İçin En İyi 5 Python Framework’ü


Son yıllarda popülaritesi oldukça yüksek olan Python, insanlar tarafından en çok Web Geliştirme ve Makine Öğrenimi alanlarında kullanılıyor. Popülaritesinin bu kadar fazla olmasının en temel sebeplerinden biri, her şeyi kolaylaştıran kütüphane ve frameworklerinin bulunmasıdır. Java veya C++ gibi programlama dillerinde 50 kod satırı gerektiren bir işlem Python’da sadece 5 satırda yapılabiliyor. Bunun da ötesinde, Python’u Java, C++, C# veya JavaScript gibi diğer programlama dillerine kıyasla öğrenmek nispeten daha kolaydır. Bu yazımızda ise, web geliştirme için kullanılan en iyi 5 Python framework’ü listeledik.
Django
Django ücretsiz, açık kaynaklı ve full-stack (tam yığın) bir Python framework’üdür. Web uygulamanızı sıfırdan oluşturmak için oldukça kullanışlıdır. Django’nun temel özelliği, ayrı ayrı kütüphaneler sunmak yerine gerekli tüm özellikleri varsayılan olarak sağlamaya çalışmasıdır.

Django’nun birincil amacı, Modern Web uygulamalarının çoğunda olduğu gibi karmaşık, veritabanı odaklı web sitelerinin oluşturulmasını kolaylaştırmaktır.

Django aynı zamanda modern web uygulamaları için ideal hale getiren çok hızlı, güvenli ve ölçeklenebilir bir frameworktür. Eğer Django’yu hemen öğrenmek istiyorsanız, Udemy’de “Python ve Django Full Stack Web Developer Bootcamp” kursunu almanızı öneririz.
Flask

Flask, BSD lisansı altında bulunan bir başka Python framework’üdür. Sinatra Ruby frameworkünden esinlenmiştir. Flask, Werkzeug WSGI araç setine ve Jinja2 şablonuna bağlıdır.

Flask Django’ya karşın, Django ihtiyacınız olan her şeyi tek bir pakette sunarken, Flask’ın arkasındaki ana fikir sağlam bir web uygulaması temeli oluşturmaya yardımcı olmaktır. İhtiyacınız olabilecek uzantıları kullanabilirsiniz.

Flask’ın hafif ve modüler tasarımı sayesinde geliştiricilerin ihtiyaçlarına kolayca uyarlanabilir. Hazır geliştirme sunucusu ve hızlı hata ayıklayıcı gibi bir dizi kullanışlı özellik ve birim testi için entegre destek içerir.

Gerçek bir web uygulaması geliştirmek için Flask öğrenmek istiyorsanız, Udemy üzerinde “Flask ve Python ile REST API” kursunu incelemenizi öneririz.
Web2Py
Web2py başka bir popüler, ölçeklenebilir ve açık kaynaklı full-stack bir Python framework’üdür. Web2py, diğer şeylerin yanı sıra, bir kod düzenleyici, hata ayıklayıcı ve tek tıklamayla dağıtım içeren kendi web tabanlı IDE’siyle birlikten gelen bir frameworktür.

Bu web framework’ünün en büyük dezavantajı, Python programlama dilinin en popüler sürümü olan Python 3’ü desteklememesidir.

Web2Py hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, Udemy üzerinde “Python ve Web2py ile Eğlenceli ve Yaratıcı Web Mühendisliği” kursunu takip edebilirsiniz. Bu kurs, Web2py öğrenmek için en iyi kurslardan birisidir ve tamamen ücretsizdir.
Pyramid
Pyramid, açık kaynaklı bir Python web geliştirme framework’üdür. Asıl amacı, minimum karmaşıklıkla mümkün olduğunca fazla iş yapmaktır.

Megaframework’lere bakarsanız, sizin için kararlar alırlar. Eğer bu kararlar size uymaz ise, sonuçlarıyla mücadele etmek zorunda kalırsınız. Öte yandan, microframework’ler hiçbir kararı almak izin sizi zorlamazlar. Ancak uygulamanız büyüdükçe, kendi başınıza kalırsınız.

Pyramid’in en çarpıcı özelliği, hem küçük hem de büyük uygulamalarla iyi çalışabilmesidir.

Pyramid hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, Udemy üzerinde “Python Pyramid Web Dev- Beginners” kursunu takip edebilirsiniz. Bu kursun sonunda, Pyramid’i kullanarak bir web uygulaması oluşturabileceksiniz.
Bottle
Bottle, web geliştirme için Python framework’ü listesindeki son mikro frameworktür. Başlangıçta API oluşturmak için, Bottle her şeyi tek bir kaynak dosyaya uygular.

Python Standart Kütüphanesi dışında hiçbir bağımlılığı yoktur. Varsayılan özellikleri arasında yönlendirme, şablonlama, yardımcı programlar ve WSGI standardı üzerinden temel bir soyutlama bulunur. Python’daki Bottle Web Geliştirme çerçevesi hakkında daha fazla bilgi edinmek için “Python – Bottle Web Framework” kursunu kontrol edebilirsiniz.

Bu Lav Tüpleri Kaşiflerin Mars’ta Yaşamaları İçin En Güvenli Yer Olabilir

Mars yüzeyi radyasyon yönünden yoğun bir bölgedir. Ancak orada bulunan lav tüpleri güvenlik sağlayabilir.

Mars’ta kamp yapmak için güvenli bir yer yok. Ancak bir araştırmacı ekibi gelecekteki Mars kaşiflerinin mümkün olan en iyi saklanma yerinin neresi olabileceğini belirledi: alçakta bulunan Hellas Planitia’daki lav tüpleri -antik meteor darbeleri tarafından Kızıl Gezegenin yüzeyine fırlatılan bir darbe havzası.

Mars’ın her bölgesi sizi öldürebilir. Yüzeyi kurak, oksijene aç bırakıyor ve her gün acımasız, filtrelenmemiş güneş radyasyonu çekiyor. Gelecekteki Marslı kaşifler, yola çıktıklarında hayatlarını tehlikeye atacaklar. NASA, dünyanın ötesinde oksijen, gıda ve su taşıma konusunda onlarca yıllık deneyime sahiptir. Fakat bu son öldürücü şeyin yani radyasyonun üstesinden gelmek daha zor bir problem.

Yeryüzünde, manyetosfer olarak bilinen güçlü bir manyetik kalkan bizi uzayın sert radyasyonundan korur. Onsuz, sürekli bir elektromanyetik ışın akışı hücrelerimize ve DNA’mıza zarar verir, sağlığımız için korkunç sonuçlar doğurur. Daha yavaş hareket eden güneş rüzgârı veya göreli kozmik ışınlar olarak uzayda yol alan iyonize parçacıklar bu riske katkıda bulunur. Yeni çalışmanın araştırmacılarının makalelerinde belirttiği üzere manyetosferden çıkan insanların (Apollo astronotları) deneyimlerinden, bu parçacıklara birkaç gün maruz kalmanın bile baş ağrılarını, ışık parlamalarını ve kataraktları tetikleyebileceğini biliyoruz. Ayrıca, her zaman bir güneş patlaması veya kozmik ışın patlamasının bir Mars yaşam ortamını ani, ölümcül bir doza maruz bırakma riski vardır.

NASA, bir uzay aracına veya yaşam ortamına koyabileceğiniz çok fazla kalkan olduğunu söylüyor ve Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki astronotların bile Dünya’da deneyimleyeceklerinden çok daha yüksek kanser riski olduğunu kabul ediyor. Ancak yeni makalede, bu araştırmacı ekibi, Hellas Planitia lav tüplerinin Marslı kaşiflerin kamp yapabilecekleri en güvenli yerler arasında olabileceğini savunuyor.

Hellas Planitia’nın kendi başına birkaç koruyucu avantajı var: NASA sondaları, Mars’taki en yoğun radyasyon ortamlarının kutuplarda olduğunu göstermiştir. Ancak Hellas Planitia ekvatora daha yakındır ve çarpma havzası olarak düşünüldüğünde diğer yerlere kıyasla daha alçakta yer alıyor. Bu da Mars atmosferinin yukarı kısımlarda daha ince olduğu anlamına gelir. Araştırmacılar, Mars’ın daha yüksek rakımlı bölgelerinden yaklaşık %50 daha az radyasyonun havza tabanına ulaştığını yazdı. Kaşifler, Mars’ta başka bir yerde 547 μSv[1]/gün ile karşılaştırıldığında, havzada günde yaklaşık 342 μSv/gün değerinde bir radyasyon dozunun mümkün olduğunu düşünüyor. Bu çok daha küçük bir doz, ancak yine de genellikle güvenli kabul edilen dozdan çok daha yüksek.

Richard Kerr’ın 2013 yılında Science dergisinin haber bölümüne yazdığı gibi, uzun süreli ölümcül radyasyon dozlarına bu şekilde maruz kalmanın kesin etkileri tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak 342 μSv/gün, NASA’nın maruz kalmayı sadece birkaç ayla sınırladığı ISS’de astronotların her gün yaşadıklarında ortalama olarak maruz kaldıkları dozdan %25 daha yüksektir. Marslı kaşifler yıllarını kızıl gezegende geçirebilirler. Araştırmacılar, yıllarca böyle yüksek bir doza maruz kalmanın ilgili herkes için ciddi bir tehlike oluşturabileceğini söyledi. (ABD Nükleer Düzenleme Komisyonu‘na göre maksimum güvenli radyasyon dozu, yılda 620 millirem veya 6200 μSv’dir. Mars’ta günde 342 μSv seviyesindeki radyasyon ile, Marslı kaşifler sadece 19 gün içinde maksimum güvenli radyasyon dozuna maruz kalacaklar.)

Hellas’ın kuzeydoğu tarafı boyunca, lav tüplerinin bölgenin etrafında oluşmasına izin veren Hadriacus Mons adlı eski bir volkanik dağ var. Dağ, magma ve yeraltı suyu arasındaki temastan kaynaklanan bir patlamanın sonucunda oluşmuştur.

Dünya’da, yer altındaki akışkan lavlar yüzeye çıkarken zeminde oyuklar oluşturabilir ve buradan çıkan erimiş kaya tahliye edildikten sonra sert duvarlar, zeminler ve tavanlarla boş tüneller meydana getirir. Bir krater çukuru ise, lav boşluğunun ve yanardağının patlamasından ziyade, boş veya oyuk bir boşluğun üzerinde yatan yüzeyin çökmesi veya batmasıyla şekillenen dairesel veya eliptik çöküntü havzasıdır. İki yöntem ile bunları tespit etmek uzay aracı görüntüleri ile mümkündür. İlk yöntem, çökmüş lav tüplerinin kalıntıları olduğuna inanılan oluklardan bilgi edinmektir. İkinci yöntem, lav tüplerine giriş olarak varsayılan koyu, neredeyse yuvarlak olan “tepe pencerelerinin” yerini saptamaktır.

Mars’ın yörüngesindeki sondalardan alınan görüntülerle arama yapan araştırmacılar, böyle birkaç krater çukur zincirleri ve Hadriacus Mons çevresindeki Mars kabuğuna gömülen eski lav akıntılarının diğer kanıtlarını belirlediler. Bu alçak dağın etrafındaki birden çok alanın gelecekteki keşifler için cazip adaylar olabileceğini yazdılar ve benzetimler, daha düşük yer çekiminin olduğu Mars’ta, oyulmuş tüplerin Dünya’da bulunanlardan çok daha büyük olacağını gösteriyor.
(Üstte) New Mexico’da bir lav tüpünü saklayan bir çukur krater zincirinin havadan görünüşlerini ve (altta) Mars’ta benzer bir oluşumu gösteren bir resim.
Bu ipuçlarının Hellas Planitia’da gerçek lav tüplerinin varlığına işaret ettiği varsayılarak, araştırmacılar radyasyon kalkanı olarak lav tüpleri fikrini test etmek için Güneybatı Amerika’daki benzer yerleri ziyaret ettiler. Dünya yüzeyindeki kozmik radyasyon Mars’tan çok daha düşük olmasına rağmen, bu parçacıkların bazıları gezegenimizin yüzeyine ulaşabilir. Araştırmacılar, Kaliforniya’daki Mojave Aiken tüpü, Arizona’nın Lava Nehri Mağarası ve New Mexico’nun Big Skylight, Dev Buz Mağarası ve Kavşak Mağarası’nın içindeki ve dışındaki radyasyon ölçümlerini karşılaştırarak önemli bir radyasyon kalkanı etkisi buldular. Sonuçlarını Mars’a göre tahmin ederek, insanların Hellas lav tüpünde yaşayabilmeleri için yaklaşık olarak günde 61,64 μSv radyasyon dozunu deneyimlemeleri gerektiğini hesapladılar. Bu yine de yüksek bir değer, ancak Mars’ın yüzeyindeki bir yaşam ortamında yaşadığınız zaman alacağınız değerden ziyade dişlerinizin röntgenini günde birkaç kez çektiğiniz zaman alacağınız değere çok daha yakın.

Araştırmacılar, tüplerde yaşamın başka potansiyel avantajları olduğunu yazdı. Tüpleri tespit edip kendi yaşayabileceğimiz şekilde düzenleyebiliriz. Böylece oralarda yaşam yerleri kurabilir tozlardan fırtınalardan, mikrometeoritlerden ya da atmosferin ince olmasından kaynaklı sıcaklık dalgalanmalarından ve tehlikeli maddelerden korunabiliriz.

Bu kaşifler Kızıl Gezegen hakkında daha fazla şey öğrenebilirler. Araştırmacılar, “Ayrıca aday lav tüpleri, Mars jeolojisi ve jeomorfolojisinin doğrudan gözlemlenmesi ve incelenmesi için önemli yerler olarak hizmet edebilir.” deyip şunları da ekledi: “Bu lav tüpleri Mars’ın doğal tarihinde erken mikrobiyal yaşamın gelişimi için herhangi bir kanıt ortaya çıkarmak için de potansiyeldir.”

[1] Sievert: Işınlanan maddenin 1 kg’ına 1 joule’lük x ve gama ışını ile aynı biyolojik etkiyi meydana getiren radyasyon miktarıdır. Burada mikro sievert kullanılmıştır.

NASA ve SpaceX Uzay Tarihinde Yeni Bir Dönem Açtı

Uzay tarihi bir kez daha yazıldı.30 Mayıs 2020’de SpaceX ve NASA uzaya Crew Dragon uzay aracı ile iki astronot fırlattı. Bu fırlatma ile ilk defa özel bir şirketin yörüngeye insan gönderildi ve 2011’de biten Uzay Mekiği Programı’ndan beri ilk defa ABD’den mürettebatlı fırlatma yapıldı.

“SpaceX ilk defa astronotlu fırlatma yaptı ve aynı zamanda ilk defa bir hükümet yörüngeye astronot göndermek için ticaret şirketine güvendi.” diyor uzay danışmanı Laura Forczyk. “Bu büyük bir olay.”

Fırlatmanın ilk olarak 27 Mayıs 2020’de yapılması planlanmıştı fakat kötü hava şartlarından dolayı ertelendi. Yedek tarih olarak belirlenen 30 Mayıs’ta hava şartları uygun olduğundan NASA astronotları Bob Behnken ve Doug Hurley başarıyla Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) doğru kalkış yaptı.
Kalkış anından görüntü  (Kaynak: SpaceX)
Crew Dragon’un Uluslararası Uzay İstasyonu’na ulaşması yaklaşık 19 saat sürdü. Uzay aracı ISS’ye otonom olarak kenetlendi, Behnken ve Hurley uzay aracı varmadan önce elle kumanda edilen uçuş sistemlerini test etti.

Behnken ve Hurley ISS’ye varır varmaz, Crew Dragon üzerinde test yapılmaya devam edilecek. Crew Dragon ile Dünya’ya dönmeden önce ISS’de bir ay ile dört ay arası bir süre kalacaklar ve ikili, şu anda orada bilimsel araştırma yapan diğer iki astronota katılacak.

Falcon 9 roketinin Crew Dragon’u alev huzmelerinin üstünde yörüngeye taşıması insanlı uzay uçuşunda yeni bir dönem başlattı. Fırlatmadan sonra “Bu gürültüyü daha önce duymuştum fakat kendi ekibinin o roketin içinde olduğu zaman tamamen farklı bir his.” dedi NASA yöneticisi Jim Bridenstine. Artık SpaceX ISS’ye insan gönderebildiği için NASA Rus Soyuz uzay aracını satın almak zorunda kalmayacak ve uzaya astronot gönderme konusunda daha esnek olacak.

PUBG Mobile, Yeni Bir Hile Karşıtı Önlem Tanıttı

Popüler video oyunu PUBG Mobile, rekabeti artırmak ve hilecileri engellemek amacıyla platforma yeni bir hile karşıtı önlem eklediğini duyurdu. Yapılan güncelleme ile artık oyun sunucusu, belirli bir oyuncunun oyun sahibinin görüşünde olup olmadığını gerçek zamanlı olarak tespit edebilecek ve bu bilgiyi kullanarak izleyiciye, oyuncunun konum bilgisini verip vermemeye karar verecek.

Sevilen video oyunu uygulaması PUBG Mobile, rekabeti artırmak ve hilecileri engellemek amacıyla platforma yeni bir hile karşıtı önlem getirdiğini duyurdu. Aktarılan detaylara göre; yeni güncelleme, platformda halihazırda bulunan İzleme Modu’na yeni bir canlı inceleme mekanizması ekledi. Bu düzenleme sayesinde artık oyun sunucusu, belirli bir oyuncunun oyun sahibinin görüşünde olup olmadığını gerçek zamanlı olarak tespit edebilecek ve bu bilgiyi kullanarak izleyicilere, oyuncunun yer bilgisini verip vermemeye karar verecek.

Güncellenen yeni izleme sistemi, mevcut “İzleme Modu” manipüle edilerek yapılan hilelerin engellenmesini ve oyundaki şüpheli davranışların daha etkili şekilde tespit edilerek ortadan kaldırmak üzere İzleme Modu’nun geliştirilmesini hedefliyor. Sistem; oyun sahibi, oyun sunucusu ve izleyici olmak üzere üç farklı rolden oluşuyor. Bu sistemden önce hilecilerin, İzleme Modu’nu iki cihazda kullanarak oyun içerisindeki düşman oyuncuların yerlerini belirleyebildiği ve böylece haksız bir avantaj elde edebildiği ifade ediliyor. Fakat yeni eklenen mekanizma ile bir oyuncu, oyun sahibinin görüşünde değilse yer bilgisi izleyicilerle paylaşılmıyor.

PUBG Mobile hileleri için üretilen çözüm, maçları izleyen oyuncularını deneyimini de etkilemiyor


Diğer yandan; yapılan iyileştirme sadece izleyerek haksız hile yapma ihtimalini ortadan kaldırmıyor, aynı zamanda eklentilerin oyun verilerini değiştirmesini de engellemiş oluyor. Böylece güvenlik ve güvenilirlik, güçlü şekilde sağlanmış oluyor. PUBG Mobile hileleri için üretilen çözüm ayrıca, maçları normal şekilde izleyen oyuncuların deneyimini de etkilemiyor. Yeni tür hileleri tespit etmeye devam ettiğini belirten PUBG Mobile, 10 yıllık yasaklama ile hilecilere karşı daha sıkı aksiyon alırken daha adil ve gerçek anlamda rekabetçi bir oyun ortamı oluşturmak için oyunun güvenliğini geliştirmeye devam ettiğini de sözlerine ekliyor.

Dünyanın Farklı Yerlerinden Birbirinden İğrenç 17 Yiyecek


  • Geabul adı verilen bu yemek Güney Kore'nin geleneksel yiyeceklerinden bir tanesi.


Erkek cinsel organına benzeyen bu balığın adı 'penis balığı', ya haşlamasını yiyorlar, ya da çiğ olarak tüketiyorlar.


  • Yine Güney Kore sokaklarında karşılaşacağınız diğer bir yemek ise Beondegi.

Beondegi, ipekböceğinin pupaları ile yapılıyor.


  • Endonezya'da bulunan Kopi Luwak Kahvesi.
Endonezya'nın Sumatra adası ile çevresindeki birkaç adada yaşayan palmiye misk kedisinin yediği ve sonrasında dışkıladığı kahve çekirdeklerinden üretilmektedir.


  • Avustralya'nın en meşhur yiyeceklerinden bir tanesi ise domates soslu tuna balığı.

Alt tarafında domates var üzerinde tuna balığı onun da üzerinde peynir. Şu görüntüye sahip bir yiyecek ne kadar lezzetlidir bilemiyoruz.

  • Güney Kore'de karşılaşabileceğiniz Sannakji isimli yemek ise canlı olan bebek ahtapotlardan meydana geliyor.

Ahtapotların sinir uçları bedeninden kesilerek ayrılıyor fakat hala hareket ettiği için insanlar yerken ağızlarında oynuyor.


  • Fiilipinler'de bulunan Balut, bir ördek ya da tavuk embriyosu.

Henüz yumurtanın içerisinde olan embriyo pişiriliyor ve bu şekilde yeniyor.

  • Bakire çocuk yumurtaları adı verilen bu yiyecek Çin'in güneyinde oldukça meşhur.

Normal haşlanmış yumurtadan farkı şu, bu yumurtalar çocuk idrarında pişiriliyor. Daha lezzetli olduğunu düşündükleri için genellikle erkek çocukların idrarı kullanılıyor.


  • Çin'in diğer iğrenç yiyeceği ise yüzyıl yumurtası.
Birkaç hafta ya da birkaç ay boyunca ördek, tavuk veya bıldırcın yumurtası, kil, kül, tuz, çabuk kireç ve pirinç kabukları karışımı içinde muhafaza edilerek hazırlanmaktadır.


  • Casu Marzu adı verilen bu peynir türü Sardinya'ya özgüdür.

Eee ne var bunda diyor olabilirsiniz ama bu peynir içerisinde canlı böcek larvası bulunduruyor.

  • Genellikle Asya ülkelerinde tüketilen domuz beyni.

Çiğ ya da pişmiş fark etmez, beyin sağlığı açısından faydalı olduğunu düşündükleri için domuz beyni tüketiyorlar.

  • Hem Çin hem de Kore'de tüketilen diğer bir şey ise fare şarabı.

Bu şarap bebek fareler ve pirinçten yapılıyor. Canlı bebek fareleri şarabın içerisine atarak 1 yıl gibi bir süre mayalanmasını bekliyorlar.

  • Grönland köpek balığı, adından da anlaşıldığı üzere Grönland'de meşhur.

Kızarmış köpek balığı en ünlü sokak lezzetlerinden.


  • Atan kobra kalbi isterseniz Vietnam'a uğramanız gerekecek.

Bir bardak beyaz şarabın içerisine yaşayan bir yılanın kalbini atıyorlar ve afiyetle içiyorlar.


  • Meksika'nın en meşhur lezzetlerinden bir tanesi de Escamol.

Escamol'ün içerisinde büyük siyah karıncaların yumurtası bulunuyor.


  • Fransa'nın en meşhur sokak lezzetlerinden bir tanesi: kızarmış kurbağa bacağı.


  • Japonya'da balon balığını bu şekilde masanızda görebilirsiniz.

Balon balığı zehirli bir balık fakat özenle zehirli damarları çıkarttıktan sonra tüketiyorlar.

  • Yediuyuklayangiller adı verilen bu kemirgen türü Hırvatistan'da oldukça meşhur.

Fatih Projesi Tablet Kısıtlamayı Kaldırma – Yeni ROM Yükleme

Herkese iyi günler. Malum yakın zamanda gelen bir güncelleme ile Fatih Projesindeki e-tab 5 tabletler yine kurulan programları kaldırmaya başladı. Kimi kullanıcılar eski yazımda da belirttiğim şekilde eski rom yükleyerek aştı. O yazıya buradan ulaşabilirsiniz.  Kimisi de – tıpkı benim gibi – aman bekleyeceğim zaten pekte bir şey yapmıyorum nasılsa youtube kalsın yeter dedi ve bekledi. Fatih koordinatörlerine de gelen geri bildirimler doğrultusunda sanırım yeni bir rom oluşturulmuş ve artık kısıtlamalar kaldırılarak tüm tabletlere sorunsuz kullanım izni verilmiş. Fatih projesi sayfasında yazan o şekilde en azından. Bende ROM dosyasını yükleyerek denedim ve kurduğum uygulamaları henüz silmedi ve daha fazla ayar seçeneğine kavuşmuş olduk. Umarım yeni bir güncelleme yapmazlar. Gerçi Lolipop’a yükselse daha iyi olur ama neyse şimdilik yapacak bir şey yok. Nasıl yapılacağını anlatayım sizlere şimdi. Ama öncesinde belirteyim ki yapacağınız hatalardan dolayı sorumlu değilim. Yöntem tamamen Fatih Projesinde yazıldığı şekli ile aktarılmıştır. Eğer emin değilseniz yardım almanızı tavsiye ederim.

 Öncelikle tabletiniz hangi versiyonsa aşağıdan ona uygun Rom’u indiriniz ve sıkıştırmılmış halinden çıkartın. Yazılım Yükleme klavuzu zip dosyasının içinde mevcut ve oradan faydalanarak yazdım bende bu makaleyi.

             E-Tab 5       |     E-Tab 4 (Alttan Şarjlı)      |        E-Tab 4 (Yandan Şarjlı)

Hemen üstteki linklerden ETAB5 ve ETAB4 versiyonları için gerekli ROM dosyalarını bilgisayarımıza indirebiliyoruz. İndirilen dosyada android usb driver dosyaları, sp flash tool programı ve rom dosyaları yer almaktadır. E-Tab4 için zip dosyasındaki yükleme klavuzunu inceleyiniz. Aşağıdaki adımlardan ROM yükleme e-tab5 için geçerlidir. Güncelleme : E-tab 4 tablete yükleme yaptım. Yazının sonuna bakarak fikir sahibi olabilirsiniz.

  1. Tabletinizi açık iken bilgisayara USB kablo ile takınız ve bilgisayara aygıt takıldı sesini duyacaksınız.
  2. Windows Masaüstünde Bu Bilgisayar > Sağtuş > Özellikler > Solda Aygıt Yöneticisi tıklayın.
  3. Diğer aygıtlar kısmında e-tab5 sarı renkli görünüyorsa üzerinde çift tıklayarak Sürücüyü Güncelleştir butonunu tıklayın.
  4. Sürücü yükleme penceresinde sürücüyü otomatik yükleyi değil Sürücü yazılımı için bilgisayarıma göz atını seçin ve gelen pencerede ileriyi tıklayarak disketi var butonunu tıklayın. İndirdiğiniz ve açtığınız klasörü bularak usb_driver klasörünü gösteriniz. Burada karşınıza seçenekler çıkacaktır. ADB İnterface olanı seçip devam edin.
  5. Kurulum tamamlandıktan sonra Rom yüklemeye geçebilirsiniz.
  6. Eğer bilgisayarda windows 10 varsa ve tableti taktığınızda aygıt takıldı ses gelip tablet kurulmuyorsa paniklemeyin.
  7. Tablet bilgisayara takılı şekilde tableti kapatın. Kapanırken windows tableti görüp tanıyor ve sağ alta bildirim çıkartarak kurulum tamam artık kullanabilirsiniz diyor. Bu aşamada Bilgisayar içinde vaya aygıt yöneticisinde tableti aramayın zira göremiyorsunuz. Kurulum tamam kullanabilirsiniz diyorsa başardınız demektir ama argıt yöneticisinde bilinmeyen aygıt şeklinde ise 3. adımdan itibaren işlemleri yeniden yapın.
  8. Artık Rom yüklemeye geçebiliriz.
Yeni ROM nasıl yüklenir?
  1. Tabletinizi kapatın ve bilgisayar ile bağlantısını kesin.
  2. Flash Tool klasörü içerisinden flash_tool programını çalıştırın.
  3. Download Agent butonuna basıp, Flash_Tool klasörü içerisinden MTK_AllInOne_DA.bin dosyasını seçin. ._MTK_AllInOne_DA dosyasını seçmeyeceksiniz. Buradaki farka dikkat edin.
  4. Scatter-loading tuşuna basarak “rom” klasörü içindeki MT6592_Android_scatter dosyasını seçin. ._MT6592_Android_scatter dosyasını seçmeyeceksiniz. Buradaki farka da dikkat edin.
  5. Scatter- Loading’in hemen altınca bulunan açılır menüde  Download Only seçeneğinin seçili olduğundan emin olun, aksi durumda tabletinizin seri numarası sıfırlanarak kullanılmaz olacaktır. Eğer Download Only yoksa sonraki adımı yapmayın ve koordinatörlerden yardım alın. 
  • Tabletinizi bilgisayara bağlamadan önce üstte bulunan Yeşil oklu Download Butonunu tıklayın.
  • Download’ı tıkladıktan sonra tabletinizi kapalı bir şekilde bilgisayara bağlayın ve işlemlerin yapılmasını bekleyin. Bu sırada tableti ile bilgisayar arasındaki bağlantıyı asla koparmayın

  • İşlem bitince karşınıza onay penceresi gelecek ve tabletinizin işi bitmiş olacak. Tabletinizi açarak kullanmaya başlayabilirsiniz. 


  • Her şey sıfırlanmış olacağı için programlarınızı tekrar kurun. Gerçi zaten silmişti tablet programlarınız. Hayırlı olsun.
Güncelleme : Yandan şarjlı e-tab4 tablete epey uğraştıktan sonra yükleme yapabildim. Gerekli dosyaları indirip klavuzda yazan adımları yapmama rağmen tablet hala eski halinde çalışıyor bir türlü olmuyordu. Recovery mode ile açtım wipe yaptım ama maalesef o işlemde fayda sağlamadı. En sonunda aklıma ayarlardan sıfırlama geldi. Tablet açıkken Ayarlar > Yedekle ve sıfırla menüsüne girip Fabrika verilerine sıfırla‘yı seçin. Bu işlem biraz uzun sürüyor, sabırla bekleyin.

İşlem bitip tableti ilk aldığınız halde açılınca tableti kapatıp e-tab4’e ait klavuzdaki adımları uygulayın. Benim yaptığım tabletler sorunsuz bir şekilde açıldı. Eğer yapamayacağınızı düşünüyorsanız bir uzmandan yardım alın. Burada yazılanları yaptığınızda tüm sorumluluk kendinize aittir.

PC mi Konsol mu? Oyun Açısından Hangi Platform Daha Elverişli?


Oyun için en iyi tercih PC mi yoksa konsol mu? Yıllardır oyun takipçilerinin artan dolar kuruyla birlikte kafasını karıştıran konu, oyun için hangi platformun fiyat performans açısından onları tatmin edeceği olmuştur. Bu yazımızda da siz oyun takipçilerine oyun konsolu veya bilgisayarı tercih edin demek yerine her iki sistemi de çeşitli başlıklar altında inceleyerek seçimi size bırakacağız. Böylelikle PC mi konsol mu sorusunun cevabını bulmada size yardımcı olacağız.

Oyun konsollarına bir giriş yapacak olursak Xbox ve Playstation modelleri üzerinden konuyu ele alacağız. Bu oyun konsolları, markalar tarafından sabit donanımlar ile belirli aralıklarla piyasaya sürülen cihazlardır. Bu cihazlar adı üstünde sadece oyun oynamak üzerine tasarlanmıştır. Bilgisayar cephesine baktığımız zaman ise hazır olarak satın alınabilirken aynı zamanda parçalarını kendiniz satın alarak toplayabilirsiniz. Yani sabit donanım seçeneği burada da mevcut. Bu yüzden halihazırda bir bilgisayarınız mevcutsa çeşitli donanım değişiklikleriyle de oyun oynamaya hazır hale getirebilirsiniz. İki platforma da kısaca değindikten sonra gelelim asıl konumuza:
1- Donanım
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi oyun konsollarının depolama birimi hariç hiçbir bileşenini değiştirmeniz mümkün değil. Öte yandan klavye ve mouse seti ile aynı zamanda konsola uyumu olacak şekilde adaptör alarak da oynanış açısından bilgisayara yaklaşabilirsiniz. Fakat bu aksesuarların da fiyatı size biraz pahalıya patlayabilir. Bilgisayar cephesinde ise işler bildiğimiz gibi farklı. Her bütçeye, ihtiyaca ve zevke göre istediğiniz donanımı ekleyip çıkartabilirsiniz. Üstelik aynı zamanda estetik olarak da eskiye göre günümüzde özelleştirme seçenekleri daha da fazla.


2- Çevrim İçi Oyunculuk
Bir oyun satın almışsınızdır ve oynanış, hikaye, müzikler ve grafikler açısından sizi gayet tatmin etmiştir. Hikaye modu bitmiştir fakat çoklu oyuncu moduyla oyundan keyif almaya devam etmek istersiniz. Bir diğer ihtimal olarak ise Battlefield gibi çoklu oyuncu modu odaklı bir oyun almışsınızdır ve onu çevrim içi oynamak istersiniz. Her iki durumda da konsol platformunda ek para ödemeniz gerekir. Xbox Live ve Playstation Plus’a abonelik ücreti vermek istemiyorsanız maalesef çevrim içi oyunculuktan vazgeçmeniz gerekir ( Free to play oyunları hariç). Bilgisayar açısından ise böyle bir durum söz konusu değildir. Satın aldığınız oyunu ek ücret ödemeden çevrim içi oynayabilirsiniz.

3- Oyun Performansı
Her ne kadar konsollar donanım olarak bilgisayardan ayrılsa da tıpkı bilgisayardaki parçalara sahiptir. İşlemci ve ekran kartı konusunda bilgisayarlara benzer donanımlara sahiptir. Fakat her ne kadar konsol parçalarına benzer bilgisayar parçaları satın alsanız da aynı performansı alamazsınız. Burada söz konusu farklılık oyun üreticilerinin konsollara oyunların optimizasyonu açısından daha farklı bir çalışma sarfetmeleridir. Böylece konsollar kısıtlı donanımla kendisinden daha iyi donanıma sahip bilgisayarlardan daha iyi performans verebilirler. Fakat bu oyun üreticilerinin kare hızından veya görsellik uğruna başka şeylerden feragat etmesi durumunda performans açısından farklılık gösterebilir. Bu durumda bilgisayarların avantajı ortaya çıkar. Oyunları hangi ayarda oynamak istediğiniz sizin elinizdedir ve grafik ayarlarını kısarak yüksek FPS’lerde oyun oynayabilirsiniz veya yüksek donanımlı bir sistemle ayarlarda oynama da yapmayabilirsiniz.

4- Oyun Fiyatları
Oyun fiyatı açısından hangi platformun daha uygun olduğu zaman zaman değişebiliyor çünkü nadir de olsa konsol mağazalarında indirimler olabiliyor. Genel olarak baktığımızda ise ülkemizde bilgisayar platformunun daha avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle bazı yeni oyun şirketleri hem kendilerini hem de yeni çıkacak oyunlarını tanıtmak amacıyla düşük fiyattan oyunlarını sunabiliyorlar. Bu oyunlar bazen bilgisayar platformunda bedava olurken maalesef oyun konsolu platformunda bedava olduğu daha hiç görülmemiştir.

5- Oyun Yelpazesi
Sadece oyun sayısı olarak baktığımız zaman bilgisayarın açık ara önde olduğu bilinmekte. Küçük çaplı ve büyük çaplı oyun üreticileri farketmeksizin bu durum böyledir. Çünkü bilgisayar dünyasında geriye uyumluluk mevcut. Önceden oynayıp çok beğendiğimiz ve bir daha oynamak istediğimiz bir oyunu tekrardan oynayabilme şansınız var. Elbet işlemci açısından size bazı oyunlar problem çıkarabilir. Oyun konsolu cephesine bakarsak maalesef böyle bir durum söz konusu değil. Exclusive dediğimiz özel oyunlara gelecek olursak bazı oyunlar sadece oyun  konsollarına özel olarak piyasaya sürülmekte. Özellikle Playstation platformunda hepimizin bildiği Last Of Us, Uncharted gibi özel oyunlar mevcut. O yüzden bunu da oyun konsolu cephesine bir artı olarak ekleyebiliriz.

6- Kullanım Ömrü
Konsolların kullanım ömrü yaklaşık 5 veya 6 yıl arasında ve aldığınız konsolun bir üst modeli çıktığı zaman buna uygun oyunlar da piyasaya sürülecektir. Bu yüzden donanım olarak eski oyun konsolunuz oyunları oynatmak için yetersiz kalabilir ve bundan dolayı belki de ara modellere yönelmek zorunda kalabilirsiniz. Bilgisayar durumunda ise böyle bir durum söz konusu değil. İhtiyaçlarınıza göre ram’inizi, ekran kartınızı veya işlemcinizi güncelleyebilirsiniz. Bu durumda kullanım ömrü açısından bilgisayar daha uzun bir deneyim sunuyor diyebiliriz.

7- Fiyat
Fiyat konusuna gelecek olursak bizce oyun konsolları bilgisayarlara göre daha avantajlı konumda. Dizüstü bilgisayarları ele almazsak kasa, güç kaynağı, işlemci, ram ve ekran kartı derken fiyatlar bir hayli yükselecektir. Fakat yukarıda da belirttiğimiz gibi oyun konsolları güncel oyunlara uygun sabit donanımlarla geldiği için aynı oyunları daha ucuza mal olan bir sistemle oynama imkanınız var.

Özetlemek gerekirse bu yazımızda yıllardır süregelen PC mi konsol mu konusunu sadece oyun açısından inceledik. Elbette işlevsellik açısından bilgisayarlar sunum hazırlama, yazı yazma, video veya fotoğraf düzenleme için konsollara göre bir adım daha önde. Fakat konsollarda da bilgisayarlarda olduğu gibi dizi, film izleme ve bunun yanıda oyun oynarken canlı yayın yapma imkanınız da mevcut. Bu yazımızda yalnızca oyun açısından PC mi konsol mu sorusunun cevabını bulmanız için size yardımcı olacak bilgilere yer verdik.

Akıllı Yelek Teknolojisi İle Antrenmanlar Daha Verimli


Takım sporlarında antrenman takibi akıllı yelek sayesinde çok daha verimli hale geliyor. Çoğu sporseverin futbol antrenmanlarında futbolcuların üzerinde  görmeye alışık olduğu akıllı yelekler nedir? Basitçe tanımlayacak olursak oyuncuların antrenman performansını GPS yardımıyla ölçen akıllı bir yelek diyebiliriz. Peki bunu nasıl yapıyor?

Oyuncuların giydiği yeleklerin sırt kısmına takılan bir GPS cihazı mevcut ve bu cihaz aynı zamanda yüklenilen yazılımla jiroskop, akselerometre ve padometre işlevi de sağlıyor. Avuç içi kadar bir boyutta olan cihaz güç tuşuyla aktif edilip oyuncuların yeleğinin arka kısmına yerleştiriliyor ve antrenman boyunca ölçüm yapıyor. Böylece antrenman boyunca akıllı yelek sayesinde oyuncuların en yüksek hızını, sprint mesafesini, saha içi kat ettikleri mesafeyi ve saha içi ısı haritasının verisini çıkarıyor. Burada çoğu kişi kalecilerin akıllı yelek kullanmasının gerekli olmadığını düşünebilir fakat farklı markalar çeşitli yazılımlarla aynı zamanda vücuda yüklenilen mekanik ve metabolik yükü de ölçebiliyor. Ayrıca antrenmanı algılama ve antrenmana hazırlık derecelerinin de verisini çıkartabiliyor. Peki bu dünyanın önde gelen futbol kulüpleri tarafından da tercih edilen akıllı yelek teknolojisinin asıl avantajları nelerdir?

1-Takım İçi Rekabeti Artırır
Takımların kendi arasında olduğu kadar aynı zamanda takım içinde forma kapma mücadelesinin de olduğu herkesçe bilinir. Oyuna dahil olmak isteyen her oyuncu kendi çabasının ve çalışmalarının antrenörü tarafından fark edilmesini ister. Böylece takım içindeki her oyuncunun gösterdiği performansın verilerinin teknolojik olarak hatasız şekilde toplanmasıyla formayı hak eden oyuncular hakkaniyetli bir şekilde belirlenir. Ayrıca bu durum oyuncuların üzerinde olumlu bir baskı yaratarak hem rekabeti artırır hem de oyunculara ekstradan itici güç sağlar.

2- Sakatlanma Riskini Azaltır
Her takımda kilit oyuncu diye tabir edebileceğimiz oyuncular bulunur ve kadroya ilk onların ismi yazılır. Bu oyuncular takımlarının şampiyonluğa giden yolda önderdir. Fakat bu tip oyuncuların sakatlanmaları koca bir sezona mal olabilir ve aynı zamanda futbolcu açısından belki de kariyerinin sonunu getirebilir. GPS performans izleme sisteminden gelen verilerle antrenörler sporcuların sakatlanma risklerini tespit edip onlara uygun antrenman modellerini uygulayabilirler. Böylelikle özelleştirilmiş antrenman ve dinlenme programlarıyla oyuncular daha güvenli bir çalışma programı elde eder.

3- Takım ve Antrenman Programı Kıyaslar
Antrenörler genellikle sezon öncesinde ve sonunda sporcuları teste sokarlar. Akıllı yelek sayesinde bu durum bir basamak daha yukarı taşınır. Sezon öncesi ve sonu elde ettiği somut verileri birbirleriyle karşılaştırabilirler ve kriterler oluşturarak metrikleri izleyebilirler. Böylece önceki sezonlara kıyasla yıldan yıla takımın gelişimini takip edip ona göre transfer politikaları belirleyebilirler. Altyapı futbolcuları bakımından ise genç yaşlarından itibaren gelişimlerinin raporu tutulacağı için diğer kulüplerin de radarlarına girebilme ihtimalleri artar.

4- Oyunculara Objektif Performans Raporu Sunar
Antrenörler için en zor durumlardan biri, bir oyuncunun performansı hakkında münakaşa etmektir ve sporcular antrenörlerin ne bildiklerini, ne tartıştıklarını bilemezler. İşte burada GPS akıllı yeleği devreye giriyor. Sayılar ve istatistikler yalan söylemez. Bunu her antrenörden duyarız ve akıllı yelek sayesinde antrenörler dilediklerinde son üç maçta oyuncuların performans yoğunluğunu ve farklılıklara yol açan faktörleri objektif olarak tartışabilirler. Bu aynı zamanda veriler erişime açıldığında taraftarlar açısından bir oyuncuyu eleştirmeden önce onları iki kere düşünmeye sevk edecektir.

Kısacası akıllı yelek teknolojisinin sağladığı verilerle kulüplerin futbolcuların performansı hakkında elde edecekleri verilerle başarıya ulaşma olasılığı daha da artıyor. Böylelikle ülkemizde de gündemde olan futbol kulüplerimizin Avrupa ligi müsabakalarında başarısız olmasının çözümünü yabancı sınırı gibi kurallarda aramamamızın önü açılabilir. Ayrıca futbolcuları da çalışmaya sevk edeceği için ülkemizdeki futbol takımlarına kariyerinin son demlerinde gelen yıldız oyuncular yatmak yerine forma mücadelesi için çabalayacaktır.

Güneş’in En Yakın Fotoğrafı ESA Tarafından Paylaşıldı


Güneş’in en yakın fotoğrafı, Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) Solar Orbiter adını verdiği ünlü uzay aracı tarafından paylaşıldı. Solar Orbiter adlı uzay aracı, 9 Şubat 2020’de Florida’daki Cape Canaveral Hava Kuvvetleri İstasyonu’ndan fırlatıldı. Solar Orbiter uzay havasını ve güneşin gizemli kutup bölgelerini incelemeye çalışıyor.

NASA ve ESA tarafından yollanan Solar Orbiter uzay aracı Güneş’e ulaşmak için bir kestirme yol yapıyor. Bu çalışmalar sayesinde inanılmaz fotoğraflar çekmeyi başardı. Bu fotoğrafların içinde Güneş’in en yakın fotoğrafı bulunuyor.

Güneş’in En Yakın Fotoğrafı
30 Mayıs’ta ultraviyole görüntüleyici tarafından çekilen ve 16 Temmuz’da yayınlanan resimler Güneş’in yüzeyinden 77 milyon kilometre uzaklıkta (Dünya Güneş’ten yaklaşık 150 milyon kilometre uzaklıktadır) yakalandı.
Belçika Kraliyet Gözlemevi’nde Extreme Ultraviolet Imager (EUI) baş araştırmacısı David Berghmans, “Güneş’e yüksek çözünürlükte baktığınızda, en küçük ayrıntıda ne kadar şeyin olduğunu görmek şaşırtıcı geliyor. Güneş ilk bakışta sessiz görünebilir fakat dikkatli bakıldığında, baktığınız her an patlamalar gerçekleşiyor.” dedi. 16 Temmuz tarihinde yapılan basın toplantısında, fotoğrafı ilk gördüklerinde şaşkınlıklarını gizleyemediklerini belirtti.

Bahsedilen bu patlamalar, Güneş’in manyetik alanlarındaki etkileşimlerden kaynaklandığı düşünülen enerjik patlamalardır. Dünya’dan görülebilen bu patlamalar Güneş’in boyutunun sadece milyonda biridir. Araştırma ekibi bu patlamalara kamp ateşi adını vermiştir. Araştırmacılar, birçok kamp ateşinin birleşik etkisinin, güneşin dış atmosferinin ısınmasına neden olduğunu düşünüyorlar. Konuşulan Güneş’in dış atmosferine korona denmektedir. Korona, Güneş’in yüzeyinden yüzlerce kat daha sıcaktır, ancak bunun nedeni uzun süredir devam eden bir gizemdir.

Uzay ajansları Solar Orbiter’in Güneş’in şu ana kadar olan en yakın görüntüsünü aldığını duyurdu. Çarpıcı fotoğraf ve diğer görüntüler, Solar Orbiter tarafından Haziran’ın ortasında, perihelion isimli noktada çekilmiştir. Bunun yanı sıra bu proje sayesinde Güneş Sistemi’nin merkezindeki yıldızda daha önce hiç görülmemiş bir dizi yeni, garip olay yakalandı.

Solar Orbiter

Solar Orbiter, tüm Güneş Sistemi’ni çevreleyen dev bir plazma balonu olan heliosferin araştırılması için tasarlanmıştır.

Uzay aracı, yıldızın nispeten incelenmemiş bir bölgesi olan Güneş direklerine yakından bakacak. Özellikle bilim adamları, Güneş’in yüksek ve düşük aktivite dönemleri arasında geçiş yaptığı 11 yıllık Güneş döngüsünün sonunda ne olacağını bulmayı umuyorlar. Güneş Orbiter’i, Güneş tarafından dışarı fırlatılan güneş rüzgarlarına binen yük parçacıklarını da inceleyecek ve uzay havasının koronal kütle atıkları adı verilen güçlü Güneş fırtınalarını nasıl oluşturduğunu inceleyecek.

Rus Hackerlar COVID-19 Aşı Araştırma Merkezine Saldırdı



Rus hackerlar COVID-19 aşı araştırma merkezlerine saldırı düzenledi. ABD, İngiltere ve Kanada güvenlik yetkililerinden gelen bir bildiriye göre, Rus hackerlar COVID-19 aşı çalışmalarına ait belgeleri çalma girişiminde bulundular.

ABD ve İngiltere güvenlik bölümü Perşembe günü bir saldırı girişimi olduğuna dair ortak bir demeç yayımladı. Ulusal Güvenlik Ajansı, ATP29 olarak bilinen bir grup tarafından kötü niyetli aktiviteler yapıldığını duyurdu. ATP29, “CozyBear” veya “Dukes” adıyla da anılmakta.

 APT29 2020 yılı boyunca, COVID-19 aşı geliştirme merkezlerinin bilgi ve fikir mülkiyetlerini çalmak amacıyla çeşitli saldırılar düzenlediği bildirildi. Grup ABD, Kanada ve İngiltere’de düzenlenen COVID-19 aşı geliştirme organizasyonlarını da hedeflemiş.

APT29’un yapılan çalışmalar sonucunda, çeşitli araştırma kuruluşlarının sahip olduğu IP adreslerine karşı temel güvenlik açığı taraması yaparak sistemlere sızdığı bildirildi. Hackerlar bir e-posta adresini kişiselleştirilmiş hale getirip bir kişiyi veya kuruluşu hedeflediler. APT29, kuruluşların giriş sayfalarına kimlik doğrulama bilgilerini almak için mızrak kimlik avı tekniklerini kullandı.

COVID-19 aşısı bulma yarışı dünya çapında devam ederken bu tarz saldırı girişimleri araştırma çalışmalarını büyük ölçüde engelleyebilir.

35 şirket ve akademik kurum şu anda aşı çalışmaları yürütüyor. Çalınan bilgiler bu şirketleri aşı bulma yarışından eleyebilir. Aşı üretmek ne kadar insani bir çalışma olsa da işin maddi boyutu da bulunmakta.

Mızrak Kimlik Avı
Belirli bir kuruluşa, işletmeye veya kişiye yönelik bir elektronik iletişim dolandırıcılığıdır. Genelde kötü niyetli şekilde veri çalma amaçlansa da siber suçlular kullanıcının bilgisayarına kötü amaçlı yazılımlar da yükleyebilir.

Başta e-posta adresinize güvenilir sayılabilecek bir kaynaktan mail gelir. Gelen mailde sizi kötü amaçlı yazılımların dolu olduğu sahte bir web sitesine yönlendiren bir link bulunur. E-postalar kurbanların dikkatini çekebilmek için akıllıca bir şekilde hazırlanır ve kullanıcıyı o linke basmaya ikna ederler.

Hükümet destekli hackerlar bu saldırıların arkasında olabilirler. Siber suçlular da gizli verileri özel şirketlere satmak amacıyla saldırılar düzenleyebiliyor. Siber suçlular, web sitelerini etkili bir şekilde kişiselleştirmek için bireysel olarak tasarlanmış yaklaşımlar veya mühendislik yöntemleri kullanır. Çoğunlukla üst düzey yöneticiler hedeflenir. Siber suçlular bu e-postalara saldırım ihtiyaç duydukları verileri çalabilir.

Kendinizi Nasıl Korursunuz?
Geleneksel güvenlik yöntemleri bu saldırıları durdurmaz çünkü çok akıllıca gerçekleştirilir. Sonuç olarak, bu saldırıları algılamak zordur. Bir çalışan hatası şirketler ve hatta hükümetler için bile ciddi sonuçlar doğurabilir. Çalınan verilerle dolandırıcılar ticari açıdan hassas bilgileri ortaya çıkarabilir, hisse senedi fiyatlarını değiştirebilir veya çeşitli casusluk eylemleri gerçekleştirebilir. Buna ek olarak, mızrak kimlik avı saldırıları, kötü amaçlı yazılımları bilgisayarınıza yükleyebilir.

Mızrak kimlik avı dolandırıcılığıyla mücadele etmek için, çalışanlar gelen kutularına sahte e-postaların geleceği konusunda dikkatli olmalıdır. Bu konuda eğitim almalarının yanı sıra, e-posta güvenliğini denetleyen teknolojiler de kullanılmalıdır.

Sony Epic Games’in $250 Milyonluk Hissesini Aldı


Dev teknoloji şirketi Sony bugün Fortnite’ın yaratıcısı olan Epic Games’e $250 milyonluk bir yatırımda bulundu. İki dev şirket bu yatırımı bu gece açıkladı. Epic Games Fortnite ile hiç beklenmedik bir başarıya imza attı ve başarı merdivenlerini hızlı bir şekilde tırmandı. Bu yükseliş şirketin piyasa değerine de yansıdı. Şirket şu an $17,86 milyar piyasa değerine sahip. Sony yaptığı bu $250 milyonluk dev yatırımla Epic Games’in %1.4’lük kısmını eline aldı.

Yapılan açıklamaya göre iki şirket bu karar ile eğlence ve oyun sektöründe güçlerini birleştirerek iyi işler çıkarma hedefinde. İki şirket de Fortnite’da daha fazla sanal multimedya deneyiminin olmasını destekliyor. Buna örnek vermek gerekirse geçtiğimiz haftalarda oyun içinde Travis Scott’un konserinin olması diyebiliriz. Epic Games CEO’su ve kurucu ortağı olan Tim Sweeney açıklamasında “Biz gerçek zamanlı 3 boyutlu deneyimleri oyunlara aktaran öncü şirketiz” ifadelerini kullandı.

Bu anlaşmanın gerçekleşmesi akıllara “Epic Games oyunlarını Playstation’a özel mi getirecek?” sorusunu getirdi. Sony kendi konsoluna özel oyunlar getirmeyi seven bir firma ve bununla müşterilerini oldukça memnun etmekte fakat Epic Games’in VentureBeat’e doğruladığına göre bu gerçekleşmeyecek. Şirket diğer platformlara da oyunlarını çıkartma özgürlüğüne sahip olacak.

Sony ve Epic Games’in Ortaklığı Uzun Yıllara Dayanıyor
Sony ve Epic Games halihazırda yıllarca birlikte çalıştılar. Tim Sweeney açıklamasında Sony’nin yaklaşmakta olan Playstation 5 konsolu hakkında “Olağanüstü dengeli bir cihaz” ifadelerini kullandı ve yeni sürücüsüne övgüler yağdırdı. Epic Games ise Mayıs ayında kendi geliştirdikleri oyun motoru Unreal Engine 5’in bir sonraki sürümünün neler yapabildiğini göstermek adına çarpıcı bir Playstation 5 demosu kullandı. O sırada Sweeney Sony ile çok yakın şekilde çalıştıklarını belirtmişti.

Epic Games, Tencent bünyesinde kayda değer bir dış yatırımcıya sahip. Tencent 2012 yılında Epic Games’ten %40 almak için $330 milyon yatırımda bulunmuştu. Epic Games’in değeri de o zamandan beridir artmakta. Fortnite’ın çıkış tarihi üzerinden o kadar zaman geçmesine rağmen hala en çok oynanan oyunlar arasında yerini koruyor. Oyun sadece bu yılın Nisan ayında bile Epic Games’e $400 Milyon gelir sağladı. Bu iki şirketin bu şekilde bir arada olması oyunseverleri oldukça sevindirmekte.

Dell XPS Masaüstü Bilgisayarı Daha Küçük Olacak


Yeniden tasarlanan Dell XPS masaüstü bilgisayarı daha küçük, daha hızlı ve daha güzel olacak.

Dell, XPS masaüstü bilgisayarını yeniden tasarladığını duyurdu. Dell XPS modeli oldukça etkileyici bir iç tasarıma sahip oldukça popüler bir bilgisayar. Dell’in XPS masaüstü bilgisayarı oldukça güçlü performansı, uygun fiyatı ve şık tasarımıyla üniversite yurt odalarında ve evlerde sıklıkla tercih edilmiş bir bilgisayar olmuştu.

2020 yılında XPS 8000 masaüstü bilgisayar serisi yenilemesi ile Dell, bilgisayarın sistemsel özelliklerini daha güçlü hale getirmek için performansını artırırken boyutlarını da küçültmeye çalışıyor.

Dell, Nvidia’nın GeForce RTX 2070 Super grafik kartı ve 10. Nesil Intel Core i9 işlemci eklediği XPS masaüstü bilgisayarının performansını arttırdı. Bunları içerik oluşturmak, oyun oynamak ve ofis işlerinde kullanmak için bilgisayar alan kullanıcıların XPS’leri de tercih edebilmeleri için eklediler. Fazla yer kaplamayan, sevimli ve güçlü bir bilgisayar almak isteyen müşterilerin seçim yapmaları XPS ile daha kolay bir hale gelecek. Dell, bu eklemeler ile XPS masaüstü bilgisayarını şimdiye kadar yapılmış en güçlü XPS modeli haline getiriyor.

Dell, XPS masaüstü bilgisayarını yaratıcı iş akışı, oyun ve sanal gerçeklik uygulamaları gibi görevler için yapılandırdı. Nvidia RTX Studio, içerik oluşturma işi için gerekli sistemleri bilgisayarınıza sağlar. XPS modeline eklenmesiyle de kullanıcılar için daha güvenilir bir bilgisayar haline geldi.

Dell, XPS’i daha küçük bir hale getirmek için bu yılki yenilemede bilgisayarın hacmini 5 litre kadar azalttı. Önceki modelin hacmi 24 litreydi, 5 litrelik azalma ile 19 litreye düşen XPS 8000 artık daha az yer kaplayacak. Küçük olmasına aldanmayın oldukça güçlü bir altyapıya sahip. İçerisinde 225 Watt’a kadar grafik kartı destekleyebilen üç genişletme yuvası, dört depolama bölümü ve 500 Watt’lık bir güç kaynağı mevcut. Bu özellikler XPS’i çok yönlü bir hale getiriyor. Güçlü bir grafik kartı içeren yükseltilmiş bir Creator Edition yapılandırmasına sahip. Bu yapılandırma ile yüksek grafiklere sahip oyunlara karşı bilgisayar kendini koruyabilir.

XPS güçlü bir yapılandırmaya sahip olsa bile sistemin serin kalmasına yardımcı bir termal sisteme ihtiyaç duyar. Bilgisayara yerleştirilmiş havalandırmalar, yüksek devir sayısı olan fanlar ve voltaj regülatörleri güçlü sistem performansını korumak için hava akışını en üst düzeye çıkarıyor.

Dell XPS Masaüstü Bilgisayarı 649 Dolardan Piyasaya Sunulacak
Tasarım ipuçlarını XPS 13, XPS 15 ve XPS 17 dizüstü bilgisayarlardan ödünç alan XPS Masaüstü, Mineral Beyaz veya Gece Gökyüzü renk seçenekleri de sunacak. Dell’in herhangi bir ev veya ofis ortamına sığacağını iddia ettiği modern ve minimalist bir estetik yapıya sahip XPS satışa 649 dolardan başlayan bir fiyatla sunulacak.